Arama

Yalçın ŞAHİN'in yeni köşe yazısı "TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK"

08/12/2025 20:18 | Son Güncelleme : 18/12/2025 10:18 | Okunma Sayısı : 29 | Yalçın ŞAHİN


Yalçın ŞAHİN'in yeni köşe yazısı "TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK"

 

TOPLUMSAL GERÇEKÇİLİK

"Edebiyat alanında belirli zamanlarda, bulundukları dönemin siyasi, politik, dini ve ekonomik özelliklerini yansıtan akımlar ortaya çıkmıştır. Toplumcu gerçekçilik anlayışı, burjuvadan sosyalizme, kapitalizmden komünizme geçmeyi hedefleyen Marksist teorinin bir propaganda aracı olarak 19. yüzyılın ortalarından itibaren etkili bir akım olarak ortaya çıkmıştır. Toplumcu gerçekçilik anlayışı Romantizme tepki olarak doğan gerçeklik (Realizm) akımının devamı ve en son halidir."

Rus Edebiyatında Toplumsal Gerçekçilik

Dünya edebiyatında toplumsal gerçekçilik söylediğinden herhalde ilk başta Maksim Gorki gelir. Dönemin Sovyet Rusya'sının sıkıntılarını çok iyi bir şekilde yansıtmıştır. Özellikle  "ANA" adlı eserinde işçinin, emekçinin sorunlarına değinmiştir. Birçok edebiyatçıya göre de toplumsal gerçekçi eserlerin kurucusu: Maksim Gorki'dir.

Toplumsal Gerçekçi tür olarak her zaman değişmiştir.  Özellikle Sovyet Rusya döneminde. Sovyet Rusya'da Bolşeviklik devrimini yapan kişi olan Lenin söylediği sözler toplumsal gerçekçi türün zeminini hazırlamıştır: “Sosyalist proletarya açısından edebiyat, bireyler ya da topluluklar için bir zenginleşme olmamalıdır diyemeyiz sadece; edebiyat, proletaryanın genel davasından bağımsız, bireysel bir girişim olamaz kesinlikle. Kahrolsun partisiz yazarlar! Kahrolsun edebiyatın üstün insanları! Edebiyat, proletaryanın genel davasının bir parçası haline gelmeli, bütün proletaryanın politik olarak bilinçli bütün öncüleri tarafından harekete geçirilen o tek ve büyük Sosyal-Demokrat mekanizmanın “küçük bir çarkı ve vidası olmalıdır.”

Lenin ayrıca sanatı şöyle açıklar: sanatın her zaman sözcülüğünü yaptığı sınıfı örgütlemek gibi bir görevi olduğu düşünür.

Maksim Gorki - Toplumsal Gerçekçi

Gorki, Sovyet Yazarlar Birliği’nin Birinci Kongresi’nden üç yıl önce kaleme aldığı “Sanat İşçiliği Üzerine” adlı yazısında Toplumcu- gerçekçi edebiyatın temellerini atmıştır.
Gorki, Rus edebiyatının "olumlu kahraman" tiplemesini yetersiz görür. Alternatif olarak "olumlu kahraman" portesini çizer buna dayanarak:
Oblomov ve Bazarov tiplerini örnek göstererek idealize ederek şu portreyi sunar:

“Edebiyatta asıl aradığım, her şeyden önemli olarak, ‘güçlü’, ‘eleştirel zekâya sahip bir kişiliği olan’ bir ‘kahraman’dı; oysa hep, Oblomov, Rudin ve benzeri tiplerle karşılaşıyordum. Kahramanın yüzü, iğneleyici bir alayla çarpıtılmıştı; Pomyalovski’nin yarattığı kahraman Çerevanin, kendi yolunda gidiyordu. Bazarov’la aynı yıl doğmasına karşın, bu, Turgenyev’in kitabındaki kahramanından çok da ‘eksiksiz’ bir nihilistti. Yazarların, aydınları neden irade ya da kişilikten yoksun tipler olarak canlandırdığını anlamak güçtü, çünkü yüzlerce aydın, ‘halka gidiyor’ ve çoğu hapis ya da sürgünü boyluyordu. Neden edebiyat, 193’ler davasında yargılananlar gibi fabrikalarda propaganda yapan, Narodnaya Volya hareketinde çalışanlara benzer kişileri yansıtmıyordu"

 

MAKSİM GORKİ'NİN "ANA" KİTABININ" İNCELMESİ

Maksim Gorki'nin yazdığı eser oldukça döneminde etkili olduğu gibi birçok yazarı da etkisi altına almıştır.

Gorki, kitabı yazdığı sırada Çarlık Rusya dönemiydi. O dönemin Rus halkının yaşadığı sıkıntıları gerçekçi bir bakış açısı ile yazmıştır. Alt sınıf - üst sınıf farklılıkları, aile içi diyaloglar, işçinin, emekçinin ve dönem halkının sorunlarına değinmiştir.

Gorki'ye göre:

"Siyasal iktidar işçi ve köylülerin eline geçtikten sonra, çalışan kitleleri, şimdi tüm yaratıcı güçsüzlüğünü ve kusurlarını apaçık sergileyen ve tarihsel görevini tamamlamış olan kapitalist kültür gelişmesinin boyunduruğundan kurtarmayı, bu yolda yılmadan, yüreklilikle çalışmayı, özgür ve ileriye açık bir toplum yaratmayı amaç edinmiştir (Kacıroğlu, 2016, s. 36)."

"Yazar, ekonomik yoksunluğun beraberinde sosyal yozlaşmayı da getirdiğini gözler önene serer. Bu durumun sorumlusu olarak Çarlık sistemi ve kapitalizmi gösterir. Sadece işten konuşup, yılların yorgunluğunun altında ezilen, amaçsız bir hayatın içinde sürüklenen, öfke ve kin içinde yaşayan işçilerden bahseder. İşçilerin ilişkilerinde hep bir sinirlik duygusunun hâkim olduğunu, birbirleriyle iletişime geçemediklerini, sinirli hallerini bastırmak için içtiklerini, birbirleriyle dövüştüklerini anlatır. Bu, aslında işçilerin içinde bulundukları yorgun ve sefil hayata, sisteme, patrona duydukları kin ve öfkenin dışa vurulmasıdır. Toplumda gençler, çocuklar bir şekilde bu sinirliliğin kurbanı olmuştur. Yazar, “Oğlanlar çok dayak yer, hakarete uğrarlardı”

Ayrıca Gorki, yukarıda söylediğim gibi gerçekçi bir şekilde kitabı kaleme almıştır. Bir grup gencin devlete karşı ayaklanma girişimleri, bir erkeğin eşini dövmesi ve bunun sonucunda çocuğun psikolojik travmalardan geçtiğini çok güzel yansıtmıştır. Bir annenin çocuğunun yasadışı bir şeyler yapmasından korkması ve üstüne titremesi oldukça önemlidir. O dönemin devlet rejiminin acizliğini ve bu yüzden işçi sınıfının yukarıda yazıldığı gibi sefillik yaşadığını anlatır.

Rusya'da Toplumcu Gerçekçi Yazarlar

Tabii Rusya'da toplumcu gerçekçi yazar olarak tek Maksim Gorki yok. Boris Suçkov,  Pospelov, M. Kağan, Fischer, Mikhail Alekseyev, Nikolai Aseyev, Vlademir Belyaev, Louis Aragon, Johannes Becher, Pablo Neruda ve Lukas bu akımda eserler veren yazarlarda vardır. 

Başka Ülkelerde Toplumcu Gerçekçi Yazarlar Ve Eserleri

"Mısır’da, 1919 Devrimi’nden sonra esen milliyetçilik rüzgârları, II. Dünya Savaşı nedeniyle halkın içine düştüğü yoksulluk ve özellikle 1952 Devrimi öncesi meydana gelen siyasî ve sosyal olaylar, bir başka gerçekçi roman yazarı olan Yusuf İdris’in Mısır’ın toplumsal sorunlarını yansıtan yapıtlar ortaya koymasında etkili olmuştur. Yazarın hikâyelerindeki çevre ve figürler, bizzat gördüğü çevre ve figürler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tıp doktoru olan yazar, sağlık sorunlarını şu hikâyelerinde konu edinmiştir: “Dâvud”, “el-Hâletu’r-Râb‘ia” (İdrîs,1990) ve “ez-Zuvvâr” (İdrîs, tarihsiz)."

Arap Edebiyatında Necip Mahfûz’un 1917-1944 yılları arasındaki Mısır toplum hayatına ayna tutan Üçleme (el-Gitânî 1980, 64-65) adıyla meşhur Beyne’l-Kasrayn (1956), Kasru’ş-Şevk (1957) ve es-Sükkeriye (1957) adlı romanları, dinî öğretilerle tanzim edilmiş sosyal hayatın görünen yüzü ardına saklanmış kahvehaneleri, içki meclisleri yanında Mısır hayatından sunduğu kesitlerde, dönemin düşünce yapısı, örf ve adetleri, aile kurumu, evlilik şekilleri gibi geniş bir yelpazede sosyolojiye veri sağlamaktadır (Çelenlioğlu, 2017, s.1-21)

Dünya edebiyatında birçok toplumsal gerçekçi türde eser verilmiştir. Yukarıda bahsettiğimiz eserler bunlardan birkaçıdır.

Son Söz Olarak

Dünya edebiyatına ve Rus edebiyatına kısaca bakış attık. Toplumcu gerçekçi türün insanlar hayatına nasıl bir etki bıraktığını beraber gördük. Türk Edebiyatında toplumcu gerçekçi konusunu bu yazıda işlemedim. Bu diğer bir yazının konusu olacaktır.

Şu aşikardır ki: Toplumsal gerçekçi türün, toplumun, insanlığın üstünde büyük etkisi var. Biz sadece kısaca bakış attık. Eksik veya yanlışlarımız vardır. Eğer var ise affınıza sığınıyorum. Sanatçı toplumun sesidir, sanatçı susar ise millet sessiz kalır. ESEN KALIN.

 

 

KAYNAKLAR:

Kacıroğlu, M. (2016). Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatında (1923–1940) Toplumcu-Gerçekçi Edebiyat Tartışmaları. Erzurum Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(2), 27-71.

Çelenlioğlu, A. (2020). TOPLUMCU GERÇEKÇİ ROMANLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE EDEBİ ESERLERİN SOSYOLOJİ ALANINDA VERİ OLARAK KULLANILABİLİRLİĞİ. EKEV Akademi Dergisi(81), 1-11.

Biderci Dinç, D. (2023). Maksim Gorki’in Ana ve Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik. Korkut Ata Türkiyat Araştırmaları Dergisi(Özel Sayı 1 (Cumhuriyetin 100. Yılına), 14-36.

https://www.turkedebiyati.org/toplumcu-gercekci-edebiyat/

Beğendim
Bayıldım
Komik Bu!
Beğenmedim!
Üzgünüm
Sinirlendim
Bu içeriğe zaten oy verdiniz.

Bunlar da ilginizi çekebilir

Gebze Ticaret Odası Meclis Başkanı Oğuz ŞERİFALİOĞLU'nun Acı Günü

Gebze Ticaret Odası Meclis Başkanı Oğuz ŞERİFALİOĞLU'nun Acı Günü

Gebze Ticaret Odası Meclis Başkanı Oğuz ŞERİFALİOĞLU'nun Acı Günü

1 yıl önce
YASİN PAMUK'TAN YENİ BİR PROJE DAHA

YASİN PAMUK'TAN YENİ BİR PROJE DAHA

YASİN PAMUK'TAN YENİ BİR PROJE DAHA

1 yıl önce
Barış Gökdemir Gebze'yi unutmadı

Barış Gökdemir Gebze'yi unutmadı

81 ili tek tek sayan Barış Gökdemir Gebze'yi unutmadı

1 yıl önce
Yorumlar